Batn-ı Nahle Vadisi
Batn-ı Nahle vadisi
Bekir ibn Ebî Şeybe’nin Ebu Ahmed ez-Zübeyrî kanalıyla Abdullah ibn
Mes’ûd’dan rivayetinde o şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (sa) Batnu Nahle’de
Kur’ân okurken (Cinler) ona indiler. Onu duyunca: “Susun.” dediler. Hz.
Peygamber de: “Sus” buyurdular. Onlar dokuz kişiydiler, birisi de Zevbe’a idi.
İşte bunun üzerine Allah Tealâ: “İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.”e
kadar olmak üzere “Hani Kur’ân dinlesinler diye sana cinlerden bir taife
yöneltmiştik. Hazır olunca demişlerdi ki: “Susun.” Kur’ân tamam olunca da
her biri birer uyarıcı olarak kavimlerine dönmüşlerdi….” âyet-i kerimelerini
indirdi. Hz. Peygamber (sa) o gece cinlere Rahman Sûresini okumuştur
“Hani cinlerden bir grubu, Kur’an’ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kuranı
dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) susun, demişler, Kur’an’ın okunması
bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.” Yani ey Peygamber!
Cinlerden bir grubu sana yönelttiğimizi ve kavimlerini doğruya iletmeleri için
sana gönderdiğimizi sen kendi kavmine hatırlat. Onlar Kur’an okunurken
geldiklerinde, Kur’an’ı iyice dinleyip, anlamaları için, birbirlerine susmalarını
ve Kur’an’a kulak vermelerini emretmişlerdir. Buhari ve Müslim’in rivayetine
göre bu olay Peygamber (s.a.)’in, Taiflileri İslâm’a davet için gittiği seferden
dönmesi sırasında, Taif yolu üzerinde, Mekke’ye bir gecelik mesafede Batn-
ı Nahle denilen yerde gerçekleşmiştir. Peygamberin Kur’an okumasını
dinleyenler de Nusaybin cinlerinin eşrafından veya Musul’daki Ninova’dandır.
Sabah namazında Kur’an’ın okunması bitince cinler, kavimlerini Kur’an’m
emrine muhalefetten korkutmak ve Allah’ın azabından sakındırmak üzere
onların yanına döndüler.
Ayet, Hz. Muhammed’in (s.a.) cinlere ve insanlara peygamber olarak
gönderildiğine delâlet etmektedir. Çeşitli hadisler Allah Rasulü (s.a.)’nün
ilk gece cinlerin geldiğini hissetmediğini göstermiştir. Cinler, peygamberin
Kur’an okuyuşunu dinleyip, sonra kavimlerine dönmüşlerdir. Bundan sonra
da, peygamberimize topluluk halinde fevc fevc gelmişlerdir.
Bir ikinci hadise ise
Abdullah ibni cahs seriyyesi olayidir
Medine’ye baskın hazırlı ı yapan Kurey ‘in harekâtından haber almak
üzere, Peygamber Efendimiz, Recep ayının son günlerinde, Mekke tarafına
halasının abdullah ibni cahs komutasında, 8 ki ilik bir seriyye gönderdi.
ki gün sonra açılmak üzere Abdullah’a bir de mektup vermi ti. Mektupta,
Mekke ile Tâif arasındaki Nahle Vâdisi’ne kadar gidilmesi, Kurey ‘in
faâliyetleri konusunda bilgi toplanması isteniyordu.
Nahle Vâdisinde, Kurey ‘in Tâif’ten dönmekte olan bir kervanına rastladılar.
Kervanın reisi Hadramî o lu Amr’ı öldürüp ele geçirdikleri iki esir ve
zaptettikleri mallarla Medine’ye döndüler. Rasûlullah (s.a.s.) bu olayı ho
kar ılamadı. Çünkü kendilerine çarpı ma izni verilmemi ti. Üstelik bu olay,
kan dökülmesi yasak sayılan “e hür-i hurum”dan Recep ayında meydana
gelmi ti. Mekke mü rikleri bu olayda öldürülen Hadramî o lu Amr’ın
intikamını vesile ederek sava hazırlıklarını hızlandırdılar. “Muhammed
harâm aylara bile saygı göstermiyor, harâm aylarda kan döküyor, ya ma
yapıyor..” diye de yaygara kopardılar.
Bir cevap yazın